8 Haziran 2014 Pazar



İSTANBUL’UN HAYALETLERİ (GHOST OF İSTANBUL) : no 1

Önsöz

“Diğer bütün kentler ölümlüdür ama sanırım İstanbul, insanlar var oldukça yaşayacaktır''....
Petrus Gyllius

     'İstanbul’un hayaletleri'' isimli projenin süregelen serüveni , yüzyıllar önce bu topraklarda yaşamış insanları felsefi bir biçimde günümüz insanlarını da içine katarak yaşamın devamlılığını göstermeyi amaçlamasıyla başladı..
     Bir kentin geçmişten günümüze nasıl bir değişim gösterdiğini, canlılığını hiçbir zaman yitirmediğini ve her seferinde küllerinden doğduğunu görmek büyüleyiciydi. İşte bu yüzden İstanbul sokaklarında bir hayalet gibi dolaşmaya başladım. Bunun yanı sıra hayalet fotoğrafçılığının gizemli yanı bu konuda çalışmaya beni teşvik etti.
     Şüphesiz bu çalışmadaki amacım İstanbul’un güzel bir kadın silueti gibi yüzyıllardır tüm zarafetiyle dimdik durduğunu, yüzü değişse de kimliğinin asla değişmeyeceğini insanlara göstermek istememdi.
    İstanbul’un geçmişine baktığımızda aynı çiçek bahçesindeki binlerce farklı çeşidin bir arada olması gibi birbirinden son derece farklı birçok uygarlığın aynı kentte yaşadığını görürüz. Bu özelliğini yitirmeyen İstanbul, gerek geçmişte gerekse günümüzde bünyesinde birçok uygarlık ve bu uygarlıkların insanlarını barındırmıştır.       Tüm uygarlıkların insanlarında aynı etkiyi yaratmış, insanlarla var olmuş ve onları var etmiştir.
Petrus’un sözünde olduğu gibi ‘’insanlar var oldukça’’ gücünü buradan alacak ve kendiside var olacaktır. Bu varoluş, onu daha da güzelleştirecektir.
    Hayaletlerle dolu bu kentin sokaklarında gezerken uyuyan bir tarihe tanık oldum. Zannedilenin dışında görünenin ardındaki görünmeyen İstanbul’u keşfettim. Bu keşif, çok hızlı bir şekilde unutabilen bir varlık olan ‘’insan’’ın zamanı unutmadan yaşamasını sağlamak için çalışmama sebep oldu...

istanbul galata _ çocuklar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder